Zenofeminizm

Yabancilaşma İçin Bir Politika

Laboria Cuboniks

Sifir

0x00

Bizimkisi vertigoya yakalanmış bir dünya. Bu dünya, günlük yaşamımızı soyutluk, sanallık ve karmaşıklıkla ören teknolojik mecranın kuşatması altında. ZF bu gerçekliklere uyarlanmış emsalsiz bir hinlik, ölçeğe ve vizyona sahip bir feminizm inşa eder. Toplumsal cinsiyet adaleti ve feminist özgürleşmenin her insanın ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen, ırk, yetenek, ekonomik durum veya coğrafi konum gözetmeksizin oluşturulmuş evrensel bir siyasete katkıda bulunan bir gelecek gözler. Artık sermaye çarkında gelecek vaat etmeyen tekrara, üretenin de çoğaltanın da emeğinin angaryaya boyun eğmesine, bariz olanın eleştiri süsü verilerek yutturulmasına son. Geleceğimiz, prangalardan kurtulmayı gerektirir. ZF bir devrim teşebbüsü değil, tarihin uzun oyununda hayal gücü, hüner ve sebat gerektiren bir bahistir.

0x01

ZF yeni dünyalar kurmak için yabancılaşmayı itici bir güç olarak benimser. Hepimiz yabancılaşmış durumdayız, zaten hiç aksi olmuş muydu ki? Bu ivedilik batağından yabancılaşmaya karşı gelerek değil, bilhassa yabancılaşarak kurtulabiliriz. Özgürlük, canlıya verilen bir şey değildir, hele ki “doğal” olan tarafından bahşedilmiş bir şey kesinlikle değildir. Özgürlüğün inşası, daha az değil daha çok yabancılaşma gerektirir; yabancılaşma özgürlüğü inşa etmek amacıyla sarf edilen emektir. Fiziki koşullar ve sosyal yapılar dahil olmak üzere hiçbir şey sabit, daimi veya “muayyen” kabul edilmemelidir. ZF tüm ufuklarda gezer, onları irdeler ve dönüştürür. Hamilelik ya da çocuk yetiştirme sorumlulukları nedeniyle ayrımcılığa uğrayan, yetileri farklılık gösteren, “doğaya aykırı” addedilen ve tabiat kanunu namına adaletsizliğe uğrayan bizlere, “doğa”yı yüceltmenin sunabileceği bir şey yok. ZF şiddetle anti-natüralisttir. Özcü natüralizm boğazına kadar teolojiye batmıştır ve ondan ne kadar çabuk kurtulunursa o kadar iyidir.

0x02

Neden ilerici toplumsal cinsiyet politikaları doğrultusunda teknolojileri yeniden yapılandıran sarih, örgütlenmiş girişimler bu denli az? ZF dünyayı yeniden şekillendirmek amacıyla varolan teknolojileri stratejik bir biçimde yeniden düzenlemeyi hedefler. Bu araçlar bünyesinde ciddi riskler barındırır, güçsüzü istismar etmeye, daha da güçsüzleştirmeye ve sömürmeye yatkındırlar. ZF hiçbir şeyi riske atmıyormuş gibi davranmaktansa bu risklere duyarlı tekno-politik arayüzlerin mutlak tertibatını savunur. Teknoloji kendi başına ilerici değildir ve teknolojinin kullanımı, doğrusal ilerlemeyi, öngörüyü ve mutlak tedbirin gerçekleşmesini imkansız kılacak şekilde pozitif geri bildirim döngüsü ile bağdaşmıştır. Tekno-bilimsel inovasyon, kadınların, kuirlerin ve toplumsal cinsiyet normlarına uymayanların benzersiz bir rol oynadığı kolektif-kuramsal ve siyasal düşünce ile ilişkilendirilmelidir.

0x03

Teknolojinin asli özgürleştirici potansiyeli henüz gerçekleşmemiştir. Piyasa tarafından beslenen teknoloji sektörünün gösterdiği ani büyüme, rakamlar üzerinden köpürtüldükçe köpürtülür. ve neticede inovasyonun gösterişli, tek düze dünyasını renklendirmek üzere tüketiciye sunulur. Metalaşmış teknolojik atıkların yarattığı tantananın ötesinde nihai görev, üretken ve farmakolojik araçlara erişimdeki eşitsizlik, çevresel felaketler, ekonomik istikrarsızlık ve ücretsiz/düşük ücretli emeğin tehlike arz eden biçimleriyle mücadele etmek üzere teknolojinin yapılandırılmasını sağlamaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği hala teknolojinin tasarlandığı, inşa edildiği ve yasallaştırıldığı alanlarda belirleyici unsur olarak varlığını sürdürüyor. Örneğin elektronik endüstrisinde çalışan kadın işçiler en kötü maaşlara tabii tutulup, monoton ve angarya işler yapıyor. Böyle bir adaletsizliğin üstesinden ancak yapısal, makineye özgü ve ideolojik bir düzeltmeleyle gelinebilir.

0x04

Zenofeminizm bir rasyonalizmdir. Aklın ve rasyonelliğin ‘‘doğa tarafından bahşedilen’’ ataerkil bir teşebbüs olduğunu iddia etmek peşinen mağlubiyeti kabul etmektir. Resmi ‘‘düşünce tarihi’’nin, erkek egemenliğinde olduğu doğrudur ve mevcut bilim ve teknoloji kurumlarını boğanlar erkek elleridir. İşte tam da bu yüzden, bu sefil dengesizliğe rağmen değil, bilakis tam da bu nedenle feminizmin bir rasyonalizm olması gerekir. ‘‘Eril’’ rasyonellik olmadığı gibi ‘‘dişil’’ rasyonellik de yoktur. Bilim, toplumsal cinsiyetin bir yansıması değil askıya alınmasıdır. Bilim, bugün eril egonun tahakkümü altındaysa, kendisiyle çelişmektedir ve bu çelişkiyi gidermek mümkündür. Akıl da bilgi gibi özgür olmak ister ve ataerkillik ona bu özgürlüğü sağlayamaz. Rasyonalizmin kendisi bir feminizm çeşidi olmalıdır. ZF iki tarafı da bağlayan bu savların kesiştiği noktaya işaret eder. Aklı, feminist özgürleşmenin lokomotifi olarak addeder ve söz hakkının birine değil herkese ait olduğunu beyan eder.

Kesinti

0x05

Geçtiğimiz son on yılın feminist gündeminde süregelen aşırı tevazu, günümüz gerçekliğinin korkunç karmaşasıyla örtüşmez. Bu gerçeklik, fiber optik kablolar, radyo ve mikrodalgalar, petrol ve doğalgaz boru hatları, hava ve deniz yollarının yanı sıra durmaksızın her geçen salise simultane gerçekleşen iletişim protokolleriyle de kuşatılmıştır. Sistematik düşünme ve yapısal analiz yerelden öteye gidemeyen fraksiyonel muhalefet biçimleri uğruna kenara itilmiştir. Bunlar takdire şayan olsa da yetersiz kalmaktadır. Kapitalizm karmaşık ve sürekli genişleyen bir bütün olarak görülürken, özgürleştirici ve anti-kapitalist olma iddiasındaki çoğu proje evrenselleşmeye yönelik derin bir korku taşıdığından büyük resme göre kurgulanmış spekülatif siyaset biçimlerini zulüm ve baskıyla ilişkilendirerek direnir. Böylesi bir yanlışın kabulünden hareketle çoğul evrensellikleri bir ve mutlak addedetmek, iktidardan indirmek istediğimiz şey ile onu devirmek için geliştirdiğimiz stratejiler arasında kopukluk yaratır.

0x06

Küresel karmaşıklık bizi aciliyet teşkil eden bilişsel ve etik taleplerle karşı karşıya bırakır. Bunlar göz ardı edilemeyecek Prometyan1 ödevlerdir. Yirmibirinci yüzyıl feminizminin büyük bir kısmı-postmodern kimlik politikalarından arda kalanlardan, çağdaş ekofeminizmin geniş saflarına kadar-bu güçlüklerle hatırı sayılır büyüklükte ve devamlılıkta bir değişim sağlayabilecek ölçüde mücadele vermekte güçlük çekiyor. Zenofeminizm, bu yükümlülüklerle çeşitli politik, maddi ve kavramsal örgütlenme kademeleri arasında geçiş yapabilecek müşterek etmenler olarak yüzleşme gayretindedir.

0x07

Biz kararlı bir şekilde sentetiğiz. Kuru tahliller bizi tatmin etmez. ZF, çağdaş teknolojilerin toplumsal cinsiyet, cinsellik ve güç ayrılıkları üzerinde tekrarlanan potansiyelini harekete geçirmek üzere tarif ve talimatlar arasında yapıcı gelgitleri teşvik eder. Özellikle dijital çağla hayatımıza giren cinsiyetçilikle bağlantılı çeşitli sorunların–sosyal medya aracılığıyla gerçekleşen cinsel tacizlerden doxxinge, kişisel verilerin gizliliği hakkından çevrimiçi görsellerin korunmasına kadar–üstesinden gelebilecek, teknolojiden anlayan bir feminizm gerektiriyor. Günümüzde, çağdaş dünyanın birleştirici ve bağlantılı unsurları içinde feminist müdahaleleri destekleyen ve kolaylaştıran ideolojik bir altyapı geliştirmemiz şart. Zenofeminizm, ataerkil ağlardan kurtulmaktan ve dijital öz savunmadan daha fazlasıdır. Bizler, pozitif özgürleşmenin icrasını mümkün kılmak amacıyla–bir esaretten kurtulmak için değil özgür olmak için–feministleri, mevcut teknolojileri yeniden dönüştürmek ve müşterek hedeflere hizmet eden yenilikçi materyalleri ve bilişsel araçları icat etmek için gerekli becerileri kazanmalarına teşvik etmek istiyoruz.

0x08

Sistemin yapısı gereği sadece azınlığın faydalandığı, teknolojik araçların geliştirilmesi (ve yabancılaştırılması) ile sağlanan radikal imkanlar bundan böyle sermayenin seçkin menfaatlerine hizmet etmemelidir. Sayısı sürekli artan bu imkanlar ele geçirilmelidir. Her ne kadar kimse bunlara erişimi topyekün kendi tasarrufu altına alamasa da dijital araçlar hiç bir zaman bugünkü kadar amaç dışı kullanıma açık olmamıştı. Bu durum, giderek genişleyen teknoloji endüstrisinin dünyanın dört bir yanındaki yoksul insanların büyük bir kısmında yarattığı olumsuz etkinin (sefil koşullar altında çalışmak durumunda olan fabrika işçilerinden küresel güçlerin e-atık deposuna dönüştürdüğü Gana köylerine kadar) göz ardı edilmesi değil bilakis bu koşulların ortadan kaldırılması için varlıklarını hedef göstererek açıkça kabul etmektir. Nasıl borsanın icadı beraberinde ekonomik krizleri getirdiyse, Zenofeminizm teknolojik inovasyonun getireceği sistematik koşulları da aynı ölçüde öngörmesi gerektiğinin bilincindedir.

Tuzak

0x09

ZF siyasi atalete sebebiyet veren hayalperestlik ve melankoliyi reddeder. Stratejik koordinasyon olmadan zayıfın güçlüyü yenebileceğini düşünmek kör bir varsayım, nafile bir temennidir ve yerine getirilmeyen vaatlerele dizginlenemeyen dürtülere yol açar. Bu, çok şey isteyip az aşama kaydeden bir politikadır. Büyük ölçekli, kolektif sosyal organizasyonun emeği olmadan, kişinin küresel bir değişim arzusu beyan etmesi temenniden öteye gidemez. Diğer taraftan, sola has melankoli bize özgürleşmenin mevta olduğu ve bir daha geri gelmeyeceği, yapılabilecek en iyi şeyin arkasından yas tutup ağlamak olduğu fikrini aşılar. Bu tutum, kötü ihtimal politik yılgınlık en iyi ihtimalleyse hizipçiliğe meyleden dejenere bir ahlakçılığa meydan vererek dört bir tarafa umutsuzluk yayar. Melankoli denen illet, yalnız politik ataleti güçlendirir ve gerçekçilik kisvesi altında dünyayı başka türlü yapılandırma arzusundan vazgeçirir. ZF bu tür illetlerden korunmak için aşı görevi görür.

0x0A

Tüm dünyayı etkisi altına alan soyutlama akımlarının seyrini değiştirme iddiasıyla tamamen yerele ağırlık veren bir siyaseti yetersiz buluyoruz. Kapitalist düzenin çarklarına dahil olmamak ya da varlığınıı inkar etmek onu ortadan kaldırmayacaktır. Benzer şekilde, yerleşik düzenin el frenini çekme, ivmeyi düşürme ve ölçek küçültme çağrıları sadece azınlığa ait bir olanaktır. Seçkinlere özgü bu vahşi imtiyaz beraberinde çoğunluk için felaket getirir. Mikro topluluğun ötesini düşünmeyi reddetmek, fraksiyonel başkaldırılar arasındaki bağlantıları güçlendirmemek, özgürleştirici yöntemlerin evrensel ölçekte uygulanabilirlik kazanması için kafa yormamak, geçici ve savunmacı jestlerle yetinmek demektir. ZF tüm yabancı hısımlarımız için geniş çaplı toplumsal değişim yaratmak amacıyla şiddetle direten, taarruza geçmiş yırtıcı bir varlıktır.

0x0B

İyi ve doğal olanın inatla yeniden tesis edildiği çoğul ve statik toplumsal cinsiyet kimlikleri adına, dünyanın oynaklık ve yapaylık hissi çağdaş kuir ve feminist politikalardan uzaklaşmış görünüyor. Her ne kadar ‘‘tolerans’’ seviyesi (bir ihtimal) takdire şayan ölçüde genişlemiş olsa da, sıklıkla özgürlüğün yokluğunda teselli bulmak için, doğanın bir nimeti olarak bu şekilde ‘‘doğmuş’’ olmamız mazeret gösterilerek teskin edildik. Aynı zamanda heteronormatif merkez de yavaş yavaş yol alıyordu. ZF, cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin, norm ve gerçek veya serbestiyet ve zaruret arasındaki dayanakta örnek olduğunu pekala bilerek bu merkezkaç referansına meydan okur. Mesneti doğaya doğru eğmek, en iyi ihtimalle savunma amaçlı bir ödündür ve trans ve kuir politikalarının lobicilik faaliyetlerinin ötesine taşınma arayışından taviz vermek anlamına gelir. Bu, değişmez gibi görünen düzene karşı talepkar bir özgürlük iddiasıdır. Bahşedilene dair her anlatı gibi, gerçek, kaos, şiddet ve şüphe dünyasını meşrulaştırmak için yaratılmış bir fabldan ibarettir. ‘‘Bahşedilen,’’ kapalı kapılar ardından mutlak kabul edilip, toplum üzerinde yarattığı olumsuz etki görmezden gelinmiştir. Dönüşüm olasılığı gerçek ve bilinir hale geldiğinde, doğanın mezarı altındaki tabut çatlar ve gelecekle dolup taşan yeni tarihler, eski ‘‘cinsiyet’’ düzeninden kurtulur. Toplumsal cinsiyetin disipliner ağı, hiçbir şekilde kaçanı ehlileştirme veya temelinden sarsılmış bu düzeni tamir etme girişiminin bir parçası değildir. Vakit, zavallıca, kazanılan bir parça özerklik uğruna yerle yeksanolmanın değil, bu müesseseyi tekrar inşası mümkün olmayacak şekilde yıkmanın vaktidir.

0x0C

Eğer ‘‘siber alem’’ bir zamanlar özcü kimlik kategorilerinin kısıtlamalarından bir kaçış vaadetmişse, çağdaş sosyal medya rüzgarı ters istikamete doğru sert bir biçimde esmiş ve bu bezginliklerin kimliğe göre icra edildiği bir tiyatro haline gelmiştir. Buna benzer küratöryel pratikler beraberinde ahlaki korumacılığın bağnaz ritüellerini getirir ve bu aşamalar da çoğunlukla suçlama, ayıplama ve kınamanın reddedilen zevkiyle ele geçirilir. Bağlantı kurma, organizasyon ve becerilerin paylaşıldığı değerli platformların önü engellerle, yapıcı tartışma süsü verilen kısır müzakerelerle tıkanmıştır. Baskıyı bir nimetmiş gibi fetişize eden ve ahlakçı infiallerle suyu bulandıran bu tutucu utanç politikaları bizi etkilemez. Biz ne temiz eller, ne güzel ruhlar, ne de erdem veya terör istiyoruz. Biz üstün yozlaşma biçimleri istiyoruz.

0x0D

Bu durumda, toplumsal özgürlük ve örgütlenmenin yapılandırılması için çalışan platformların, kültürel ve semiyotik mutasyona sebep olduğunu görmezden gelmemek gerekir. Yeniden inşa edilmesi gereken şey, ev sahiplerinin kendi imgeleri tarafından engellenen, davranışların harekete geçirildiği ve koordine edildiği memetik parazitlerdir. Bunda başarısız olunduğu takdirde ‘‘anonimlik,’’ ‘‘etik,’’ ‘‘sosyal adalet’’ ve ‘‘ayrıcalık denetimi’’ gibi memelerin barındırdığı sosyal dinamikler, üstlenmiş oldukları övgüye değer niyetlerle çelişir. Bir görev olarak toplumsal iradenin kendine hakim olmasını sağlamak, arzuların iplerinin bir kuklaymış gibi batıl inanca bağlı olarak yönetilmesini ve semiyotik operatörlerin bir hayli şebekelenmiş kültürel sistemlerin bulunduğu bir mıntıka üzerinden yerleştirilmesini gerektirir. İrade her zaman içinde bulunduğu memeler tarafından yozlaşacaktır. Fakat hiçbir şey bizi bu gerçeği araçsallaştırmaktan ve ayarlarını arzu edilen amaca yönelik belirlemekten alıkoymaz.

Eşitlik - Müsavat

0x0E

Zenofeminizm toplumsal cinsiyet mefhumunun feshini2 talep eder. ‘‘Toplumsal cinsiyet mefhumunun feshi’’, günümüzde “cinsiyetlendirilmiş” nitelik olarak kabul gören özelliklerin insan nüfusundan kaldırılması için oluşturulan bir yasa değildir. Ataerkilin buyruğunda böyle bir tasarı ancak felakete yol açabilir – “cinsiyetlendirilmiş” her şey orantısızca dişil olana atanmıştır. Ancak bu denge yeniden kurulsa bile toplumsal cinsiyet çeşitliliğinin azaldığı bir dünyanın peşinde değiliz. Bırakın yüzlerce cinsiyet filizlensin! Toplumsal cinsiyet mefhumun feshi cinsiyet çatısı altında toplanan özelliklerin iktidar odaklarının orantısız güç kullanımına hizmet etmeyen bir toplum inşa etme arzusunun sloganıdır. “Irk mefhumunun feshi”3 de benzer duyarlılıklar taşıyan bir arayışı tarif eder.: Mücadele, günümüzde ırka mahsus kabul edilen özelliklerin, göz rengi farkı kadar aleladeştiği, ayrımcılığı körükleyecek bir temel teşkil etmediği vakte kadar bırakılmamalıdır. En nihayetinde, tüm bu özgürleştirici fesih girişimleri4 kapitalizmde baskının en şeffaf, yabancılaşmış formuna maruz kaldığımızı akılda tutarak sınıf mefhumunun da feshedildiği bir ufka doğru yol almalıdır. Dar gelirli, işçi ya da emekçi olduğunuz için sömürülen veya ezilen olmazsınız; emekçi veya fakir olduğunuz için sömürülürsünüz.

0x0F

Zenofeminizm bu özgürleştirici fesih politikalarının hayata geçmesi için (sınıf, toplumsal cinsiyet ve ırk mefhumlarının feshi) evrenselliğin sil baştan tanımlanması gerekliliğinin idrakındadır. Evrensellik, kapsayıcılık bakımından, veya başka bir deyişle kesişimsel olarak ele alınmalıdır. Kesişimsellik, toplulukların kendileri çalıp kendileri söyleyerek benimsedikleri kimlikler üzerinden birbirlerinin sağlamasını yapmak suretiyle hizipler halinde var olmalarına karşın ilişkili görünmeleri değildir. Politik alanda, kendine özgü tüm tekilllikleri parselleyecek şekilde konumlanır. Ahmak bir anlayışla farklı bedenlerin aynı potada eritilmesi ve kategorize edilmesine itiraz eder. Bu, tepeden dayatılan bir evrensel değil, aşağıdan yukarı inşa edilen ya da daha da iyisi, yatayda genişledikçe engebeli araziler arası geçişliliği sağlayan yeni arterler açan bir evrenseldir. Bu namutlak, kapsamlı evrensellik, bir deyişle Avrupa merkezci evrensellik ve dolayısıyla erkeğin cinsiyetten, beyazın ırktan ve cis’in gerçekten muaf olduğu sığ yaklaşımlara, rengini belli etmekten imtina eden ne idüğü belirsiz şişirme tekilliklerle hemhal olunmasına geçit vermemelidir. Böylesi bir evrenselliğin tesis edilememesi durumunda, sınıf mefhumun feshi bir burjuva fantezisi olmaktan ileriye gidemeyecektir. Irk mefhumunun feshi gizli beyaz üstünlükçülüğü toplumsal cinsiyet mefhumunun feshiyse aba altından güdülen kadın düşmanlığı olarak kalacaktır. Özellikle de toplum nezdinde kendini feminist ilan edenlerin dahli durumunda. (Kendini “toplumsal cinsiyet mefhumuna karşıt” olarak (gender abolitionist) tanımlayanların bir çoğunun trans-kadınlara karşı gösterdikleri absürd ve pervasız tutum bu durumun en net kanıtıdır.)

0x10

Postmodernlerden, sahte evrenselliklerin maskesini düşürmeyi ve o güne dek yaratılan kafa karışıklığını gidermeyi, modernlerdense yeni evrensellikleri sahte olandan küllerinden ayıklamayı öğrendik. Zenofeminizm koalisyoncu ve saflıkla kirletilmemiş bir politika kurmayı hedefler. Evrenseli yönetmek demek azami liyakat, şeffaflık ve hesap verilebilirlik bakımından titizlik gerektirir. Ancak bu nitelikleri taşıdığı takdirde çeşitli politik unsurların kullanabileceği bir araç olarak toplumsal cinsiyet ve cinsellik temelli, sayısız baskı ve zulüm içeren eyleme karşı işe yarayabilir. Evrensellik detaylı bir tarif ya da bir kullanım klavuzu değildir. Nitekim nasıl kullanılacağını peşinen dikte etmek yerine ZF’i bir platform olarak değerlendiriyoruz. İnşa sürecinin bu nedenle negentropik, tekrarlı ve aralıksız bir tashih ya da tesfiye işlemi olduğu söylenebilir. Zenofeminizm, militan etiğinin mantığıyla örtüşen, değişken bir mimari benimser. Böylece erişime açık, sonsuz modifikasyona ve geliştirmeye imkan tanıyan bir yazılımmışçasına işlemeyi hedefler. Ancak açıklık burada başıboşluk anlamına gelmez. Dünyadaki en dayanıklı sistemler işlerlik ve sürdürülebilirliklerini ihtiyaç anlarında nizamın ‘‘görünmez bir el’’ gibi devreye girebileceği koşulları tesis etmelerine veya yatırımın durmasına ya da atalet anlarını fırsata çevirebilme becerisine borçludurlar. Düşmanlarımızdan veya tarihteki zafer ya da mağlubiyetlerden ders çıkarmaktan çekinmemeliyiz. Bu fikri göz önünde bulunduran ZF, hakkaniyetli ve adil bir sistemin tohumlarını, bu platformların gücünün yettiği ölçüde özgür hareket alanında filizlendirmenin yollarını arar.

Tashih

0x11

Kaderimiz teknobilimle örülerek yazılmış. Mevzu bahis, özgürlük alanımızı genişletmek olduğunda cinsiyet ve insana dair hiçbir şey modifiye edilemeyecek veya yeniden tasarlanamayacak kadar kutsal değildir. Hiç bir şeyin kutsal olmadığını söylemek, hiçbir şeyin aşkın olmadığını ya da bilme iradesinden, mühendislik-tasarım yoluyla mühendislik-tasarım yoluyla tashih, tesfiye, tamir etmek veya hacklenmekten muaf tutulamayacağını da savunmak anlamına gelir. Dolayısıyla bu sav, hiçbir şeyin doğaüstü olmadığını söylemektir. ‘‘Doğa’’ burada anlaşıldığı üzere, bilimin sınır tanımayan alanı olarak var olan herşeydir. Ve böylece, melankoli ve yanılsamayı, mücadele ruhundan yoksun olanı ve ölçeklenemeyeni, belli başlı çevrimiçi kültürlerin libidinalize edilmiş püritanizmini ve bahşedilmiş ‘‘doğa’’yı ayaklar altına alarak yürüdüğümüz yolun bizi normatif anti-natüralizme, dolayısıyla kimseden korkmayan ve boyun eğmeyen ontolojik natüralizme çıkardığını görüyoruz. Bilimsel olarak incelenemeyecek veya teknoloji tarafından manipüle edilmeyecek hiçbir şeyin olmadığını iddia ediyoruz.

0x12

Bu, ontolojik ve normatifle olgu ve değer arasındaki ayrımın tarifinin basma kalıp yöntemlerle yapılabileceği anlamına gelmez. Normatif anti-natüralizm ontolojik natüralizme dair unsurlar, çeşitli cephelerde çarpışır. Vaziyetin kendisini olması gerekenden, olguyu özgürlükten ve iradeyi bilgiden ayrıştırmak, ilelebet devam edecek bir arayıştır. Güzelliğin hakikatten ayrılmadığı bir zihinde arzunun acımasız gerçeklerle karşımıza çıkabileceği birçok arka kapı vardır. Şiir, cinsiyet, teknoloji ve acı, bu gerilimden körüklenerek kor alev gibi parlar. Yeniden yapılanma başta olmak üzere vazifeyi boşlamak, ipleri gevşetip kendini salmak yanan ateşin hızla çıra gibi sönmesine yol açar.

Taşimak

0x13

Baskıcı cinsiyet rejimlerine karşı koymayı, marjinalleşen gruplar arasında dayanışmayı ve 1990’larda siberfeminizmin temellerini atan arayışlar için yeni imkanlar yaratmayı amaçlayan erken, metin bazlı internet kültürünün potansiyeli, yirmi birinci yüzyılda önemli ölçüde azaldı. Günümüzün görselliğe dayalı çevrimiçi arayüzleri sayesinde benlik temsiline dair geçmişten de tanıdığımız ifşa, jurnalcilik, linç, güç ilişkileri ve cinsiyet normları yeniden tesis edildi. Ne var ki bu, siberfeminist duyarlılığın geçmişte kaldığı anlamına gelmez. Günümüzün çevrimiçi ağlarının barındırdığı radikal ve dönüştürücü olanaklarla üstü kapalı zulüm ve baskıya yol açan ihtimaller arasına mesafe koymak, eski iktidar yapılarının sinsi geri dönüşüne duyarlı ve mevcut potansiyelden istifade edebilecek uyanıklıkta bir feminizm gerektirir. Dijital teknolojiler, onları var eden materyal gerçeklerden ayrılmazlar; birbiri ile bağlantılı olduklarında her ikisi de bir diğeri tarafından farklı çıkarlar doğrultusunda başkalaştırılarak kullanılabilir. Zenofeminizm, sanalın materyalden veya materyalin sanaldan üstünlüğü gibi tartışmalara saplanmak yerine iktidar ve iktidarsızlık mefhumlarını bir arada kavrayarak, bu bilgiyi ortaklaşa inşa ettiğimiz gerçekliğe etkin bir şekilde müdahil olmak amacıyla açığa çıkarır.

0x14

Dijital ve kültürel otoritelere yönelik müdahaleler kadar daha az göz önünde olan fiziksel alana yayılmış hegemonyalara müdahale etmek de önemlidir. Kurulu düzeni değiştirmek, kadınların ve kuirlerin anlayışlarını yeniden yapılandırmaları için eşsiz imkanlar sağlayabilir. Somut ideolojik gruplar olarak mekânın üretimi ve düzenlenmesi esnasında aldığımız kararlar en nihayetinde ‘’biz’’in ifadesidir ve aynı zamanda ‘‘biz’’in nasıl ifade edileceğinin belirleyicisidir. Gelecekteki toplumsal koşulları önleme, kısıtlama veya başlatma ihtimali olan Zenofeministler, kolektif bir koreo-grafinin kelime dağarcığını oluşturan mimarlığa ve koordine edilmiş mekansal bir yazın olarak lisanına aşina olmalıdırlar.

0x15

Dokunaçlarımızdan hiç bir şey kaçmamalı, sokaktan eve kadar, domestik alan da sıkı sıkıya abluka altına alınmalı. Ev mefhumunu derinden bağlayan olgulardan, ev gerçeği ve evi tanımlayan normlar mutlak ve değiştirilemezmişçesine aynı potada eritildiğinden domestik alan kavramını bu olgulardan bağımsız düşünebilmek imkansız hale getirildi. İnsanın yaşama sevincini gasp edip, haysiyetini zedeleyen “domestik gerçekçiliğin”bizim kitabımızda yeri yoktur. Ufkumuzu paylaşımlı laboratuvar, umumi medya ve teknik tesis imkanlarıyla donatılmış gelişmiş evlere çevirelim ki ev, feminist geleceğin inşasının yapı taşlarından olan mekansal dönüşüm için elverişli hale gelebilsin. Ancak bu dönüşüm bahçe dekorasyonuyla sınırlı kalamaz. Şu an için aile yapısının ve domestik hayatın yeniden icadının ancak ekonomik alandan el etek çekmek (komünlerin durumu) ya da hayatın her alanında tüm yükü tek başına sırtlamak (bekar ebeveynlerin durumu) pahasına mümkün olduğu su götürmez bir gerçektir. Eğer, bir yandan kadınının kamusal alandan, erkeğinse çocuklarının hayatından izole olması için inatla uğraşan ve belirlediği yoldan sapanları bedel ödeten, son nefesini vermek üzere olan çekirdek aile modelinin üzerimizde yarattığı ataleti kırmak istiyorsak, fiziksel altyapıyı elden geçirmeli ve bu düzen tarafından yeri sağlamlaştırılan mevcut ekonomik döngüyü kırmalıyız. Bizi bekleyen vazifeyi yerine getirebilmek iki cepheyi birden arşınlamayı gerektirir. Üretken emeği ve aile hayatını prangalarından kurtaran bir ekonomiyle birlikte maaşa tabi menfur çalışma koşullarının kısır döngüsünü kırarak özgürleşmenin önünü açan ailevi modeller de inşa etmeliyiz.

0x16

Ev kadar beden konusunda da biyoteknik müdahale ve hormonel meselelere yönelik proaktif bir politikanın hayata geçirilmesinin aciliyeti gün geçtikçe artıyor. Hormonlar, arka kapıdan dahil oldukları bedenin estetik kalibrasyonuna içeriden müdahale ederek (hackleyerek) politik alandaki toplumsal cinsiyet sisteminin içine sızar. Yapısal bakımdan düşünüldüğünde, hormonlara-erişim imkanının hangi kıstaslar gözetilerek sağlandığı; kimin veya neyin önceliklendirildiği veya patolojize edildiği,- hayati önem arz eder. İnternet kullanımının yaygınlaşması ve bu sayede karaborsa eczanelerin çoğalması ile beraber arşivlenen endokrinolojik bilgi birikimine erişimin kamuya açılması, yerleşik cinsel normların sürekliliğini sağlamaya çalışan şahin kurumlara karşı, hormon ekonomisinin kontrolü için verilen mücadelenin seyrini olumlu yönde etkiledi. Ne var ki, bürokrasi egemenliğinde var olan pazar ekonomisi içinde ticaret yapmak zafer kazanmak anlamına gelmez. Yangına körükle gitmek için mücadele uğruna risk alıp büyük oynamak gerekir. “Toplumsal cinsiyet korsanlığı”5 deyiminin sürdürülebilir bir strateji olarak uygulanabilirliğini sorguluyoruz. Bilgisayar korsanlarının yazılım programları (software) için geliştirdiği stratejinin bir benzerini beyin-zihin (wetware) üzerinde uygulama arayışındayız. Tamamen özgür ve açık kaynak (open source) platformlardan meydana gelen bir evren komünizmin birçoğumuzun görüp görebileceği en elle tutulur haline örnek teşkil edecektir. Pervasızca hayatlarımızı tehlikeye atmadan, üç boyutlu farmasötik baskının (reactionware), sivil toplum hizmetindeki telemedikal kürtaj kliniklerinin, toplumsal cinsiyet aktivistlerinin, DIY HRT (Kendin Yap-Transseksüel Hormon Terapisi) forumlarının ve diğer birçok unsurun gelecek vaat eden bir çok unsurun olgunlaşmamış vaatlerini, ücretsiz ve açık kaynak bir tıp platformu oluşturmak için bir araya getirebilir miyiz?

0x17

Zenofeminizm, küreselden yerele, buluttan bedenlerimize kadar uzanan teknomateryalist hükümleri yürürlüğe sokacak yeni kurumların inşasının sorumluluğunu üstlenir. Nasıl mühendislerin bir mekanizmanın toplamda nasıl çalıştığını kavramak için büyük-küçük ayırmadan her parçasını aynı titizlikte incelemeleri gerekiyorsa ZF de benzer bir yaklaşım benimseyerek: etkisi yerelden öteye gidemeyen hareketlerin, otonom bölgelerin ve körü körüne savunulan yatay örgütlenmelerin kısıtlı etkinliğine karşı mezopolitik alanın önemini vurgular, kutsiyet atfedilen ya da tepeden inme değer ve normlara da karşı çıktığı gibi. Zenofeminizmin mezopolitik cephede evrenin tamamının menfaatine yönelik güttüğü ajanda, kendini bu iki kutup arasında gezgin ve girift bir geçiş ağı olarak tanımlar. Biz pragmatistler, cepheler arası teması mümkün mertebe arttırmak yoluyla iki tarafı da dönüştürmek ya da bir başka deyişle mutasyona uğramalarını sağlayacak bir bulaş vakası yaratmanın peşindeyiz.

Baskin

0x18

ZF, Prometyan karmaşa çağı olarak nitelediği böylesi bir zamanda vaziyet ne talep ediyorsa ona göre hareket etmenin sabır gerektiren bir uğraş olduğuna dikkat çeker. Ancak bu öylesine bir sabır ki zıvanadan çıkmış. Geçen bir saniyenin kaybına tahammülü yok. Politik iktidarı yeniden tanımlamak veya başkaldırı kültürünün yeşerebileceği memetik bir bilgi havuzu meydana getirmek, yalnız savunduğumuz değerleri gündeme taşımak için gereken somut altyapıları kurmayı değil özne olarak her birimizin elini taşın altına koymasını da gerektirir. İnşa ettiğimiz bu yeni dünyada nasıl ev sahipleri olacağız? Dünyayı için için yiyip bitirmeyecek, hiddet ve düşmanlığı körükleyerek yer yüzünü mahşerde dönen bir orjiye çevirmeyecek-barındırmak isteyeceğimiz arzular uyandıran -iyicil bir semiyotik parazit nasıl yaratılabilir? Özgürlükçü ve eşitlikçi, bencillikten uzak, dayanışmayı teşvik eden, kendine mukayyet bir topluluğun ayakları üzerinde durmasını destekleyecek, böyle bir paraziti nasıl yaratabiliriz?

0x19

Zenofeminizm bir program mıdır? Kastedilen çalakalem yazılmış bir yapılacaklar listesi ya da asıl kullanımı dışında bir işe yaramayan bir aletse hayır değildir. Düşünce şeklimizi daha ziyade LISP ya da Scheme tarzı bir programlama diliyle çalışan yazılımcılara benzetiyoruz. Bu tarz yazılımcılar karşı karşıya kalınan problemin kendi içinde çözülebilmesi için yeni bir dil geliştirirler. Böylece problemin kendisiyle beraber ilintili benzer problemlere de çözüm getirirler. Zenofeminizm bir platform, temelleri yeni bir cinsiyet politikası dilinin inşası doğrultusunda atılmış bir teşebbüstür. Bu dil kendi metotlarını sürekli tashihe tabi tutarak, kendisini adım adım var edecek bir önyükleme sürecini hayata geçirir. Sorunlarımız sistemik ve birbiriyle ilintili. Bu şartlar altında dünya çapında başarıya ulaşmanın yolu sayısız beceri ve bağlama ZF mantığını bulaştırmaktan geçiyor. Amacımız akşamdan sabaha sistemi değiştirmekten ziyade içine bir sızıntı gibi inceden inceye işleyip kuşatacak bir dönüşüm yakalamak. Beyaz üstünlükçü kapitalist ataerkilliği talep ve isteklerle sağanak altında bırakıp savunmasını zayıflatan bu dönüşüm aynı zamanda da eskinin enkazından yükselen yeni bir dünya yaratmayı amaçlayan, planlı bir inşaattır.

0x1A

Zenofeminizm yabancı bir gelecek inşa etme arzusunu seyyar bir haritada zaferi imleyen bir X ile işaretler. Bu X bir hedef güzergah belirtmez. Yeni bir mantığın inşası doğrultusunda görsel referans oluşturabilecek topolojik bir görsel konumlandırır. Şimdinin tekrarına düşmemek üzere zincirlerinden boşanmış bir gelecek kabul ederken, hayata anlam katacak kapsama alanları ve reyon, montaj hattı ve tabldot kuyruğundan daha geniş özgürlük sahaları için harekete geçiyoruz. Bize doğallaştırılmış kimliklere atanmamış yeni algı ve eylem imkanları gerekiyor. Feminizm adına, ‘‘Doğa’’ (nature) bundan böyle adaletsizliğe sığınak ya da siyasi mazeret için temel oluşturmamalı!

Eğer doğa adaletsizse, değiştir gitsin!

1. Türkçe’de bulunmayan bu niteleme sıfatı, çeşitli batı dillerinde Antik Yunan Mitolojisi’nde ateşi çalan yarı tanrı olarak bilinen Prometheus’a atfedilen dikbaşlılık, yaratıcılık ve yenilikçilik gibi özellikleri bünyesinde barındıran kişi veya olguları tarif etmek için devişirilmiştir.

2. Köleleştirilmiş insanların özgürlüklerini geri kazanmasını ve Atlantik köle ticaretine son vermeyi amaçlayan “Abolitionism” hareketi dolayısıyla meydana gelen bu abolition kelimesi, Türkçeye kölelik karşıtlığı ya da özgürlük savunuculuğu olarak da çevrilebilir. Bu sözcükten türetilen gender/race abolitionism kelimelerinin Türkçe’de karşılığı bulunmadığı için metinde anlam bakımından örtüşen başka kelime öbekleri cinsiyet/sınıf mefhumunun feshi olarak geçiyorlar. Laboria Cuboniks, gender-class abolition sözcüklerini kullanarak, cinsiyet, sınıf ve ırk hareketlerinin tarihsel ve güncel durum ve menfaatleri arasındaki ortaklıklara vurgu yapıyor.

3. Ibid.

4. Ibid.

5. Toplumsal Cinsiyet Korsanlığı sözcüğü, kaynak metinde geçen hacking sözcüğünün Türkçe’de karşılığının bulunmamasından dolayı türetildi. Yazılım ve bilişim teknolojileri terminolojisinin siber güvenlikle ilgili türettiği sözcüklerden bilgisayar korsanlığı hacker sözcüğüyle eş anlamlı olmasa da bağlama uygunluğu nedeniyle tercih edildi.

Translated by: AVTO (L. İpek Ulusoy Akgül (Editor), Sarp Özer (Coordinator) and Görkem İmrek (Assistant)). Read Notes on Translation.

Translated in 2022